365 Sayfalık Bir Kitap...

Yeni yıla girmemize şunun şurasında ne kaldı ki?
Her sene olduğu gibi bu senede yeni yıla tartışma içinde giriyoruz. Gözlemlediğim ve duyduğum kadarıyla yeni yılın masumane kutlamaları bu senede “Noel kutlaması”, bu kutlamayı yapanlarda “gâvur” ilan edildi.
Bende tam bu noktada yeni yıla umutla bakan kesime dahi “gâvur” damgası vurulmasına açıklık getirmek istiyorum.
Hristiyan alemi (Ermeniler hariç) Hz. İsa’nın doğumunu yani Noel’i kutlayalı yaklaşık bir hafta oldu.
Noel, her yıl dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından 25 Aralık tarihinde Hz. İsa’nın doğumunun kutlandığı Hristiyan Bayramıdır. Ayrıca Noel, “Doğuş Bayramı”, “Kutsal Doğuş” veya “Milat Yortusu” olarak da bilinir.
Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri mensupları da Jülyen Takviminde 25 Aralık’a denk gelen 6 Ocak’ı Noel olarak kutlarlar.
Yani Hristiyanlar 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece Hz. İsa’nın doğumunu kutlamazlar!
Peki, bizdeki bağnaz çevrelerin 1 Ocak’ta doğduğunu sandığı ve Hristiyanların bir kısmının 25 Aralık’ta, bir kısmının da 6 Ocak’ta doğduğuna inandığı Hz. İsa’nın doğum tarihini “bilimsel” olarak kim biliyor?
Var sayalım Hz. İsa 1 Ocak’ta dünyaya geldi ve bizde1 Ocak’ta bu doğumu kutladık… Ne olur? Gâvur mu oluruz? Dinden mi çıkarız? Hz. İsa sadece Hristiyanların peygamberi mi? Bütün peygamberler “İslam” dininin peygamberi değil mi?
Ki zaten biz Türkler mevzu bahis olan Noel’i değil, ‘Yeni Yıl’ın bize getirmesini umduğumuz güzellikleri, umutları, mutlulukları, en önemlisi şu sıralar herkesin aradığı huzuru getirmesinin dileklerinde bulunup, bir nebze olsun umut ederek yeni yılın yeni umutları da beraberinde getirmesini istiyoruz. Bunun için kutlamalar yapıyoruz.
Şimdi bütün bunları göz önünde bulundurun ve sadece 2016’dan 6 rakamının silinip, 7 rakamının yazıldığını düşünün… Sonrasında ise 1 yılı devirdiğinizi ve o 1 yıl içerisine nice hayatlar sığdığını düşünün… Olumlu, olumsuz, sevinçli, anlamlı, anlamsız, ağlamanın yanı sıra güçlü bir şekilde her şeyi göğüsleyip gülümsediğiniz zamanları düşünün…
Olumsuzluklarda olmuş hayatınızda, olumlular da…
2016 yılında; kimilerimiz daha yeni doğmuş ve o mis gibi süt kokusuyla annesinin, ailesinin sevgiyle sardığı kanatlarının himayesinde huzur içinde büyüyor. Kimilerimiz ilk defa okula gitmenin heyecanı içerisinde yeni alınan çantası, kalemleri, okul önlükleri ile derslerine sıkı sarılıp başarılı bir birey olma yolunda adımlarını ufak ufak atıyor. Kimilerimiz ortaokuldan mezun olup, lisenin o haylaz ama bir o kadar da tatlı tadına bakmak için adımlar atıyor. Kimilerimiz hedeflerindeki üniversiteyi kazanmış, yeni arkadaşlar, yeni dersler görmenin heyecanı içerisinde ilerleyip, başarına başarı katıyor. Kimilerimiz o yıllarının geçtiği üniversite duvarlarının içinden sıyrılıp, mesleğini icra edebilmek adına adımlar atıyor. Kimilerimiz yeni başladığı iş yerinde yeni dostluklar kurmuş, yeni arkadaşlar edinmiş ve kademe kademe yükselmek için var gücüyle çalışıyor. Kimilerimiz evlenmiş, yeni yuva kurmuş belki de bebek bekliyor, bebek büyütüyor, gelecek nesillerin arasında taze, dinamik birer evlat yetiştirmek uğruna her şeyini feda ediyor…
Olumsuzluklara değinmek istemiyorum… Çünkü olumsuzluk, hayatın artık bir parçası haline gelmiş, nefes alan her canlının hayatında kalıplaşmış bir kavram… Olumsuzluk olmazsa, olumlu şeylerin bir anlamı kalmaz. Şükür edecek bir şey bulamaz insan, dua edecek, gözyaşı dökecek, gerçekten bir şeyler için çırpınacak hiçbir şey bulamaz eğer hayatında olumsuzluk olmazsa. Tökezleyeceğiz, bazen koskoca bir duvara toslayacağız ama yine de yılmayacağız!
Her yeni bir gün, yeni bir başlangıçtır ve her yeni bir günde mutlaka bir umudu vardır insanın.
İşte tüm bunları düşünüp, her şey için yeni bir başlangıç yaptığınızı göz önünde bulundurup, farzı misaldir ki yeni bir sayfa açarcasına heyecan içinde bulunmak insanı gâvur yapmaz.
Zor günler geçirip, yine de umut etmek insanı gâvur yapmaz.
‘Bu yıl her şey daha da güzel olacak’ demek, hedefler belirlemek, mutlu olmak, yeni yılda yeni yeni umutlar beslemekte insanı gâvur yapmaz.
Tüm bu olumsuzluklar içerisinde yine de bir nebze olsun dünyasını güzelleştirmek isteyen o insana bırakın yargıda bulunmayın… Ve bırakın ki, sizde hayatınızı değiştirmek için birkaç adım atın. O zaman, koşmak için sabırsızlanıyor olacaksınız!
“Bu yıl, 2017 yılı, yeni yıl... 365 sayfalık kitabın ilk sayfalarında, iyi bir yazar olmanız dileğiyle… Sayfalarınız kalbiniz kadar temiz, kaleminiz umudunuz gibi güçlü olsun”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar